Pazar, Aralık 27

Özledim, Özledik

Birini özledim, özledik. Özü, azla konuşan o adamı özledik. Ben onunla oturup, bir çay eşliğinde sigaramı tüttürmeyi özledim. İçeri girerken mutlulukla kulağını çıkarıp, aynı yerinden yakasının sallandıran o adamı özledim. Ceketinin aynı yerinde uykusuz durduğunu bilmeyi özledim.
Always'de alcoholica ile girilen bayağı sol muhabbetleri sabırla dinleyip, "Susun artık, iyice saçmaladınız" diyen abimi, "Ya ne olacağıdı?" diyen arkadaşı, beraber gülünen günleri özledim. Siktir et be! Verdiği değeri karşısındakine buram buram koklatan büyük adamı özledim. Duyurudur. Cüzdanda taşınan yazı, yazanın yerini dolduramıyor.

"kırmızıbilye"



Eski bir 45lik gibidir özlem. Aniden patlar, dumanı tüter hafif hafif. Gücün oldukça eline alırsın zira geri teper, can acıtır. Üfler dağıtırsın dumanını; elini yakan bir çocuk gibi değil, annenin çorbasına üfler gibi ağır ağır... İşte bir tanesi kendi şakağına dayar, bir tanesi karşısındakinin. Ve ben bazı bazı rus ruleti oynarım. Tek başıma...

"swam"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder