Salı, Ocak 12

geri dönüş

efendim ne zamandır yazmıyordum.baktım ki insanlar beni unutacak,sigara içmemin yasak olduğu şu günlerde ''TÜTÜNCÜL'' bir yazıyla aranıza döneyim dedim... ''Sigarayı bırakmanın gerekliliği ve tütüntün say say bitmez sakıncaları konusundaki yazıları okumuyorum.eli sigaralı bir okuyucu olduğum için konumum konuya uygun değil.üstelik bu ve benzeri yazılar,özünde sigaranın insana ne denli zarar verdiğini anlatır,bunu kanıtlamak için ıkınır ve sıkınır.her gün dünyada,kaç kişinin sigara içtiği için öldüğünün istatistik sayılarını kenar süsü olarak barındırır.o gün dünyada, sigara içmemesine rağmen ölen insan sayısından söz etmez.genellikle hayatında hiç sigara içmemiş,tütünü ağzına hiç sürmemiş ve aklını sağlıkla bozmuş,gayet sinir tipler tarafından yazılır bu yazılar.biz tütün içiciler,hepimiz çok iyi biliyoruz ki sigara sağlığımız için hiç de iyi birşey değil ve bunun bize uzun uzun anlatılmasına gereksinimimiz yok;çünkü biz işin bilincinde olarak sigara tüttürmeyi sürdürmekteyiz.neden,diyeceksiniz!deyin!biz size; '-içiyorsak sebebi var!' gibi bir arabesk açıklamada bulunmak zorunda değiliz.kimisi sigara içmeden kitap okuyamaz,kimisi araba kullanamaz.insanlar için genelde yaptığı işin arkadaşı olmuştur sigara,bu yüzden sigarayı bırakamazlar yada sigarayı bırakınca yaptıkları o işi de bırakırlar.yazar gabriel garcia marquez,kendisine sigara yasaklandıktan sonra yazarlığı bıraktığını,artık yalnızca gazatecilik yapabileceğini açıklamış.ama yıllar sonra yeni bir kitapla çıkmış insanlığın karşısına.gizlice sigaraya mı başlamıştı?sigarasız yazmayı mı keşfetmişti?sigarayı yaptığı işin olmazsa olmaz arkadaşı sananlar,gerçek tütün içiciler değildir.gerçek bir içici,sigara içerken başka hiçbir iş yapmaz ve sigara içmeyi yaşar.örneğin ilk nefesle ikinci nefes arasında önemli bir fark vardır,son nefes bambaşkadır.küllükte bir an dinlendirilmiş,külü uzamış,silk beni haline gelmiş bir sigaradan alınacak nefes ve keyif elbette çok özeldir.bunun ayırdına varamayan,sigarayı küllükte unutan,ikide bir sigarası sönen bir içici,ciddiye alınacak bir tütn içici değildir.sigarası ağzında sönen tiplerse,içici olarak ciddiye alınmaması gerekenlerdir.doktorun tavsiyeleriyle kendi zaafları arasında gelgit yaşayarak günde belirli sayıda sigara içenler,o sayıyı azaltmaya çalışanlar, içiciden sayılmaz.doğru dürüst bir içici,günde kaç adet sigara içtiğini bilmez.o yalnızca paketteki son sigaraya ulaşmadan önce yeni bir paket alması gerktiğinin bilincindedir. ' -bırakıcam bu sigarayı ' diye güne başlayan ve öğlene kadar diş gıcırdatarak sigara içmemeyi başaran kimi kendine eziyet tipler,öğle yemeğinden sonra; 'yakmıycam,öyle ağzımda dursun! ' diye bir sigarayı sinirle iki dudağının arasına yerleştirir.ikindiyi bulmadan da 'hiç sigara içmeyip yüz yaşıma kadar ot gibi mi yaşıyacam! ferahlatıcı mantığına ulaşır ve ateşler tütünü.tütün içilecekse keyfine varılarak içilmelidir.bir nargile içicisinin muhteşem keyfini göz önüne getirin.içici nargileyle bütünleşmiştir,başka hiçbir olayla ilgili değildir, bir elinde marpuç öbür elinde maşa gözü tömbekide derinlemesine yaşamaktadır olayı.hiç nargile içierken telefonla konuşan görmedim örneğin.bu yüzden,yani sıradan bir tütün tükeci olmadığım için,sigara içmekten muhteşem bir keyif aldığımdan tütünle vedalaşmayı düşünmüyorum.'' yazarın eline sağlık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder