Cumartesi, Kasım 7

yapmak-yıkmak

"yıkmak kolaydır" dedi babam masadayken. yapmak ise zordur diye ekledi çatalını sallayarak. annen bu yemeği uzun uzun yaptı, ve gördüğün gibi 15 dakikada masayı baba oğul temizledik. her şeyde geçerli bu dedi. bana hayatımın en önemli mesajlarından birini ardından biraz sodayla çok güzel sindirilecek olan sıradan bir akşam yemeğinde veren bu 40lı yaşlarını yaşayan gözlüklü adam.

yıkmak en kolaydı. ve gözlüklü adamın bana senelerce öğrettiği gibi yapmayı seçtim. bir şeyler yapmamı öğütlemişti bana. dinledim.

bir tohum ektim. ilk suyunu damla damla verdim. herkesten sakladım tohumumu. topraktan bile saklardım elimden gelse. ama topraktı anası. çekerdi. ben de damla damla suyunu verdim. bütün günlerimi onun başında, gecemi de çayırda uzanarak geçirdim.

ve her gece yıldızları izledim. her biri kaydığında aynı dileği tuttum.

" o tohuma kimse dokunamadan büyüsün, ölene kadar çiçeğim sadece ben göreyim."

filiz verdi. daha bir hevesle suladım. hayatımda aldığım en büyük öğütten çıkmadım. yaptım. yapmaya çalıştım. ilk damladan itibaren her damla suyunu özenle verdim. çiçeklendi.

yıldızlar dileğimi gerçekleştirmişti. bir güzel gülüm vardı artık. yapmıştım. yapabilmiştim.ve o çiçek yalnız kalmayacaktı. gül bahçelerim olacaktı, gül bahçelerimiz. izin verseydin eğer.

sen sadece güzelliğini görebilmek için kopardın o gülü. bir cam vazoya koyup solmasını izledin. en kolaya kaçtın. yıkmayı seçtin. beni artık su bile vermek istemediğim bir tohumla baş başa bıraktın. aklımda giden gülün düşüncesi.


ve ben uyandım.

yemek vaktiydi. 40lı yaşlarında hafif kır saçlı ve gözlüklü bir adamla sohbet ederken buldum kendimi sofra başında.

yapmak zor, yıkmak kolay dedi. "yenisini yapmak ise ..." diyordu ki dinlemedim. yenisini yapmayı hiç istemedim.

içimden çok güzel türküler söyledim:

"divane aşuk gibi da dolaşurum yollarda"

yemekten kalktım, yollara düştüm.

dipnot: bu expheliar için. basit masit idare edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder